5 Haziran 2016 Pazar

E4B4 Bas Notları

BAS1

Patoloji
Patolojide özellikle Necmettin Hocanın notlarının neredeyse tamamı resim olduğu için kendimce farklı kaynaklardan bir şeyler yazmaya çalışacağım.
Kadın Genital Sistem Patolojisi
a) Vulva
Non-neoplastik epitelyal lezyonlar
1) Liken skleroz-> postmenopozal kadınlarda epidermiste atrofi, dermiste inflamasyonla karakterize premalign olmayan lezyon.
2) Skuamoz hiperplazi (liken simpleks chronicus) -> Epitelde kalınlaşma, hipekeratoz ile karakterize ve kanser için predispozan değil.
Vulva tümörleri
Benignler
Kondiloma accuminata -> HPV 6-11 nedeniyle oluşan siğil benzeri lezyon. HPV ile enfeksiyonun göstergesi büyük nükleus ve perinükleer şeffaf halo yani koilosittir. Prekanseröz değildir.
Kondiloma lata -> Etken trepenoma pallidum (sifiliz)
Malignler
VİN (Vulvar intraepitelial neoplazi)
60 yaş üstün de görülür. En sık skuamoz hücreli karsinomdur. Adenokarsinom, melanom, bazal hücreli karsinom da olabilir.
2 alt tipi var
1) Bazaloid ve siğilimsi kanser -> Etken HPV 16 (en çok)
2) Keratinize SHK-> HPV ilişkisiz, liken skleroz-skuamoz hiperplazili kişilerde görülür, differansiye VİN - VİN simplex zemininden gelişir. 2 alt tipi var (verrüköz karsinom, bazal hücreli karsinom)
Glandüler neoplastik lezyonlar
Papiller hidradenom -> memeye benzer dokular var
Meme dışı paget hastalığı -> PAS + mukopolisakkarid sekresyon bulunan atipik tümöral hücreler vardır. Dermatitle karışır, labia majorde eritemli inflamatuar görüntü vardır.
b)Vajina
Vajinitler-> Vajinal akıntı (lökore yaparlar)
Kandida -> Beyaz peynir benzeri, kaşıntılı
Trikomanas -> Yeşil akıntı
Garderella -> Balık kokusu
Bunların dışında postmenopozal kadınlarda görülen atrofik vajinit, diabet gibi durumlarda flora etkenlerinin yaptığı enfeksiyonlar da vajinit yapabilir.
Gelişim anomalileri
Vajinal adenozis -> Vajinanın üst kısmında normalde skuamoz epitele dönüşmesi gereken kısmın kolumnar epitelde kalması. Pembe yamalar şeklinde görülür.
Gardner kisti -> Wolff kanal artığı.
Premalign - malign lezyonlar
En sık malignite serviks metastazları. Skuamoz hücre karsinomu VİN zemininde gelişebilir. Vajinal adenozis şeffaf hücrewli kanser predispozanıdır. Embriyonel rabdomyosarkom -> 5 yaşından küçük çocuklarda göürlür. Üriner tıkanma nedeniyle ölüm olabilir.
c) Serviks
Genç kızlarda endoserviks belirli bir mesafe boyunca ektoserviksin yerini alır (ektropion), erişkinde bu bölge tekrar skuamoz epitelle örtülür. Bu değişim bölgesine transformasyon zonu denir. Bu değişimler endoservikal glandların ağızlarını tıkarsa Naboth kistleri olur.
Klamidya en sık serviksi tutar. Lenfoid foliküllerle karakterizedir.
Tümörler
Endoservikal polip -> en sık görülen serviks tümörü, benigndir.
CIN (Servikal intrapitelial neoplazi)
5 farklı derece ayrılıyor, birinci derece normal, ikinci derece benign değişiklikier, diğerleri atipi içeriyor.
Düşük derece skuamoz intraepitelial lezyon (LSIL) -> Hafif displazi ve HPV kondilomlarına karşılık gelir. Genelde spontan geriler.
Yüksek derce skuamoz iptraepitelial lezyon (HSIL) -> CIN II ve III e karşılık gelir.
İnvaziv karsinom -> Risk faktörleri, hpv 16-18, fazla partner, çoklu gebelik, sigara, immünsüpresyon, oks kullanımı vb.
HPV en önemli etken olup immatör skuamoz hücreleri enfekte eder. Zedelenme olması gerekir. HPV glandüler hücreler ve nöroendokrin hücreleri de enfekte edebilir. Kİ-67 ve p16 immünhistokimyasal olarak boyanabilir (bu belirteçler önemli)
PAP smear- > ilki 21 yaşında veya seksin başlandığı 3 yıl içinde alınmalıdır. Sonra yıllık devam edilir, 3 kez normal çıkarsa 2-3 senede bir alınabilir. HPV aşısı 6-11-16-18 için koruyucudur.
d) Uterus
Endometritler-> Normalde endometrium infeksyonlara dirençli, çoğu kez enfeksiyonlar düşük ve doğumdan sonra olur.
Kronik endometriler -> Tbc, doğum, ria (rahim içi araç) kullananlarda görülebilir. Tanı -> Plazmosit görülmesi
Adenomyozis -> Myometrium içinde endometrium görülmesi. Dismenore olabilir. Kanamalar menstrual siklusa genelde eşlik etmez.
Endometriozis -> Uterusun da dışında endometriyal stroma veya bez bulunması. En sık overler de görülür. Douglas boşluğu, uterin ligamanlar, tubalar vs. gibi yerlerde de bulunabilir. Siklik değişikliklere eşlik eder. Kanamalı nodül ve implantlar olarak görülürler, birleşik büyük kistler yapabilirler (çikolata kisti). Rektal duvar tutulumu ağrılı defekasyon, uterus ve mesane tutulumu ağrılı ilişki ve dizüri yapabilir.
Anormal uterin kanama
Menoraji -> Uzamış ve artmış kanama
Metroraji -> Düzensiz kanama
Adölesanda en sık neden avolutuvar siklus, üreme çağında gebelik komplikasyonları, postmenapoz dönemde organik nedenler (karsinom, polip)tir.
Endrometriyal hiperplazi
PTEN geni mutasyonu vardır. Basit, kompleks ve atipik morfolojilerde olabilir.
En yüksek riskli atipik kompleks hiperplazi, sonra atipik basit, atipisiz kompleks ve atipisiz basit olarak sıralanır.
Tümörler
Polipler -> En sık görülen endometriyal tümördür ve benigndir. Menomoz zamanı gelişirler (en sık) . Atrofik olanı postmenopozal, hiperplastik olanlar progseterona yanıt vermez.
Malign tümörler
Endometriyal karsinom -> Kadın genitalinin en sık invaziv kanseridir. Postmenopozal kadında lökore ve kanama ile başlar. Meme kanserli olgularda endometriyal karsinom çıkma olasılığı artar (östrojen ortak risk faktörü olduğu için tersi de doğru)
EİN -> CD10 +, hiperplazi zemininde gelişir, PTEN pozitif. DM, infertilite gibi sebepleri olabilir. Daha iyi seyirli.
Seröz karsinom -> Endometriyal atrofi zemininde gelişir. Şeffaf hücrelidir. p53 pozitif. Agresif.
Akciğer metastazı sıktır.
Stroma differansiyasyonlu endometriyal tümörler
Adenokarsinomda stromal differansiyasyon varsa bu tümör karsinosarkom olarak adlandırılır. Stromal nodülde malignlik varsa stromal sarkom olarak adlandırılır.
Adenosarkom -> Polikle karışır. Östrojen sensitif oldukları için ooferoktemi yapılmalıdır.
Stromal tümörler-> Benigndierler. JAZF1-JJAZ1 (???) genlerinde mutasyona neden olur. Desmin ve CD10 +'tir.
Myometrial Tümörler
Leiomyom
t(12;14) del(7) genetik faktörler etkilidir. Östrojen büyümesine neden olur. Benign tümörlerdir. En sık akciğer metastazı yaparlar. girdaplar yapan yoğun düs kaz hücreleri içeririler. Nadiren sarkoma dönüşürler
Leiomyosarkom
Tanısı için nekroz, atipi ve mitoz alanları görülmelidir. En sık 40-60 yaşlarında görülürler.
e) Tubalar
En sık inflamasyon görülür. En sık bakteriyel enfeksiyonlar (gonore) görülür. Ektopik gebelik, tüberküloz ve pelvik inflamatuar hastalık en sık tubaları tutar.
Morgagni kistleri mülleryan kanal artıklarıdır.
Primer adenokarsinomları nadirdir. BRCA mutasyonu izlenebilir.
f) Overler
Polikistik Overler
Genç kadınlarda overlerdeki kistlerden östrojen üretimine bağlı olarak oligomenore, hirşutizm, infertilite vb. görülmesidir. Kortikal stromal fibrozis ve follikül kistleri izlenir. Korpus luteum yoktur.
Lab bulguları-> Androjen yüksek, LH yüksek, FSH düşük.
Tümörler
1) Yüzey epiteli kaynaklı tümörler
Yüzey epitelinden kaynaklanırlar (hadi canım) benign, borderline ve malign olarak kategorilere ayrılırlar. En çok renal arter civarındaki paraaortik lenf nodlarına yayılırlar. En önemli prognostik kriter tümörün derecesi. Kapsülü infiltre ise prognoz kötüleşir. CA-125 seröz ve endometrioid kanserlerde artar.
Seröz Tümörler
En sık görülen over tümörüdür. Orta yaşlarda sıklığı artar. %60 benigndir. Gebe kalmayanlarda, gonadal gelişmesi olmayanlarda artar. OKS ve tüp bağlanması koruyucudur. En fazla bilateral olan over tümörüdür. Psammom cisimleri görülür.
2 alt tipi var
Yüksek derece -> p53 ve BRCA1-2 mutasyonu
Düşük derece-> KRAS-BRAF mutasyonu
Müsinöz tümörler -> Sigara içimiyle ilişkilidir ve RAS mutasyonu görülür. Genelde benigndir. Overi en çok büyüten tümördür.
Brenner tümörü-> Transizyonel epitel adacıkları içerir.
Şeffaf hücreli tümör -> Az görülür. Endometriozis zemininde gelişebilir.
2) Germ hücreli tümörler
Disgerminom -> Erkeklerdeki seminomun ovarian karşılığıdır. Genelde 30 yaşın altında görülür ve maligndir. Genç kadınlarda en sık görülen malign germ hücreli over tümörüdür. Gonadal disgenezislerde risk artmıştır. Radyosensitiftir.
Yolk sac tümör-> 2. en sık. AFP sekrete eder. Schiller-Duval cisimcikleri vardır. Serum AFP takibi yapılır. Agresiftir.
Embriyonal karsinom -> Testistede var bundan ve ona benziyor. Hem AFP ve HCH yüksek. Gebelik testi pozitif olur. Genç yaşta görülür, sinsityotrofoblastlar vardır.
Koriokarsinom -> Hcg yüksek, ilk 3 dekadda görülür.
Teratom
Benign (matür) kistik teratom
En sık görülen germ hücreli tümördür (en sık görülen malign germ hücreli disgerminom) Genelde tek taraflı. Kıkırdak, gis, bronş epiteli izlenebilir. İnfertilite yapabilirler. Malign transformasyon yapabilir.
İmmatür malign teratom -> Erken yaşlarda rastlanırlar. Daha soliddir. Nöroepitelial differansiyasyon gösterenler kötü gidişli ve agresif seyirlidir.
3) Seks-Kord Stromal Tümörler
Granüloza hücreli tümör-> Menopoz sonrası görülür. Östrojen gibi stereoid hormonlar üretir. Kahve çekirdeği görünümü vardır. Call-exner cisimcikleri izlenir. Tümör markerı inhibindir.
Teka hücreli tümör-> Ovarian stromadan kaynaklanırlar. Lpid içerirler. Sarı-turuncu renktedirler.
Sertoli-Leydig hücreli tümörler -> Androjen sentezi yaparlar bu yüzden erkeksi özellikler verirler. Nadiren östrojen de sentezlerler.
Fibroma-> Hidrotoraks (asit) yapabilirler. Meigs sendromu->asit, hidrotoraks, overde tümör yapabilirler.
4) Metastatik tümörler, en sık uterustan metastaz yapar. Midenin taşı yüzük hücreli karsinomunun metastazının özel adı Krukenberg tümörüdür (niyeyse artık)
Ektopik gebelik -> En sık tubanın ampulla bölgesinde olur. Gerisine kadın doğum kısmında değineceğim.
g) Hidatiform mol
Plasental villusların tümörüdür. Komplet ve inkomplet olmak üzere iki tipi var.
Komplet mol -> Boş ovumun X kromozomu taşıyan spermle döllenmesiyle oluşur. Bütün kromozomlar haliyle babadan gelir. Bu yüzden embriyogenez olmaz. Fetal doku yoktur, tüm villuslar tümöral içeriklidir. Epitelial hücreler diploiddir. (en sık 46XX)
İnkomplet mol -> hem anne, hem babadan kromozomlar vardır. Embriyo gelişimi olabilir. Villusların bir kısmı tümöraldir. Trofoblastlar triploiddir (69 XXY gibi). HCG komplete göre daha az yüksek.
Moller küretajdan sonra genelde iyi prognozludur.
İnvaziv mol -> Benign molle koriokarsinom arasıdır. Lokal invazyon yapar ama metastaz yapmaz. Villuslar myometriumu infiltre eder. Rüptür ve hemoraji yapabilir. Kemoterapi gerekir.
Koriokarsinom -> Sitotrofoblast ve sinsityotrofoblastların tümörüdür. En sık komplet molü takiben gelişir. Abortus ve normal gebelikten de gelişebilir. Kanlı akıntı ve yüksek hCG vardır. Koryonik villus içermez. En sık AC yayılımı yapar. Kemoterapi çok etkilidir.
Preeklampsi/Eklampsi
Gebelikte 20. haftadan sonra hipertansiyon, proreinürü ve ödem gelişmesi preeklampsidir. Konvülziv tonik-klonik nörolojik bulguların gelişmesi ise eklampsidir. DIC (dissemine intravasküler koagülasyon) yapabilir. Plasental yataktaki spiral arterlerin gelişim bozukluğu ve buna bağlı plasental hipoperfizyün sonucu olduğu düşünülür ama halen nedeni tam bilinmemektedir.
Erkek Genital Sistem Patolojisi
Ders programından anladığıma göre sadece testis hastalıkları işlemişiz, o yüzden testis hastalıklarına bakalım.
Kriptorşidizm ve testiküler atrofi -> İnmemiş testis hastalığı = kriptorşidizm. Normalde testis gebeliğin üçüncü ayında inmeye başlar ve son iki ayda yerine oturur. Doğumda hala yerine oturmamıştır ve 1 yaşına kadar teşhisi zordur. İnmemiş testiste seminom gelişme riski çok yüksektir. Atrofiye de zemin hazırlar. Unilateral olan karşı testiste de atrofiye neden olabilir.
Testis tümörleri ->
1) Germ hücreli tümörler
Seminom -> Kadındaki karşılğı disgerminom, en sık testis tümörüdür. 30 yaş civarında görülür ve radyosensitiftir. En sık klasik formu görülür ama en iyi prognozlu olan ve ileri yaşta görülen varyantı spermositik seminomdur. Lenfositik infiltrasyon görülür. ß-HCH az oranda yükselebilir.
Embriyonel karsinom, yolk sac tümörü, koriokarsinom -> Kadındakiyle benzer.
2) Seks kord hücreli tümörler
Sertoli-leydig hücrelü tümör -> Reinke kristalleri içerir. Leydig hücreli yümöre hilus hücreli tümör de denir.
Metastazlar -> İleri yaşta en sık lenfomalar metastaz yapar.
Patoloji nihayet bitti. Neredeyse çıkabilecek çoğu kısmı yazdım. Hocaların notlarındaki özel kısımlara da bakın ama tabii, bu immünhistokimyasal belirteçler filan genelde sadece onların notunda olup da sorulan şeyler, her kaynakta yok.
Kadın Doğum
Kadın doğumda kendimce önemli bulduğum konuları yazacağım.
a) Amenore
Fizyolojik amenore nedenleri -> premenarş, gebelik, laktasyon, postmenopozal dönem.
Primer amoeore -> Sekonder seks karakterleri geşilenlerde 15, gelişmeyenlerde 13 yaşında halen adet görülmeme durumudur. En sık nedeni gonadal disgenediler, mülleriyan agenezi, testiküler feminizasyon gibi diğer nedenleri de vardır.
Sekonder amenore-> Önceden adet gören bir kadında en az 3 siklusta adet görememe durumudur. (Çıkmışlarda 60 gün diyor.) En sık sekonder amenore nedeni gebeliktir. Ondan sonra kronik anovulasyon, hipotalamik supresyon, anoreksia, asherman sendromu vs. Gelir.
Gonadotropin düzeyine göre amoneroler 3 e ayrılır.
1) Hipergonadotropik amenore (FSH > 25 IU/mL)
En sık neden gonadal disgenezi, galaktozemi, enzim defektleri vs. Nedenleri de var.
2)Hipogonadotropik amenore (FSH <5)
Fizyolojik gecikme, Kallman sendromu (konjenital GnRH yokluğu), SSS tümörleri
3)Normogonadotropik amenore (5-20 arası):
İmperfore hymen (siklik/periyodik ağrı var), serviks veya vajen yokluğu gibi nedenleri var.
b) Disfonksiyonel uterin kanama
Organik nedene bağlı olmayan kanamalar. En sık 2 nedeni var
Ovulatuar DUK (%10)
Ovulasyon kanaması, luteal faz yetmezliği, persiste korpus luteum
Anovulatuar DUK (%90)
Perimenarşal dönem, postmenopozal dönem.
Menarş sonrasındaki ilk 5 yılda anovulasyon sıktır ve adölasanda siklus uzunluğu 21-45 gün sürer. Bu dönemde hipotalamo-hipofizier aks gelişmemiş olduğundan östrojenin pozitif geribildirim mekanizmasının oluşmaması anovulasyon yapar. Perimenopozal dönemde ise overlerin yetmezliği nedeniyle anovulasyon olur.
c) Ektopik gebelik
En sık tuba uterinada, onun da ampulla bölgesinde olur. En erken tüptüre olan bölge ise isthmus kısmıdır. Ovaryan gebelikler tubadan sonra en sık görülen yerleşim yeridir. Abdominal gebelikler en mortal olanlardır.
Hetorotopik gebelikler -> Fetüsün bir kısmının uterus içinde, bır kısmının dışında olması. Yardımcı üreme teknikleri ile risk artmıştır.
Tubal anatomi bozulması, geçirilmiş cerrahiler risk attırır. Cerrahi tedavi ve medikal metotreksat tedavisi seçenekleri vardır.
Triad -> Adet gecikmesi, vajinal kanama ve abdominal ağrıdır ama olguların yarısında bu görülmez.
Abortuslar
20. gebelik haftasından önce veya 500 g'dan küçük gebelik kayıplarına denir. Spontan veya indüklenmiş olabilirler.
Spontan abortuslar -> Gebeliklerin en sık görülen komplikasyonudur.
Çoğunluğu 1. trimestrda olur ve haftalar ilerledikçe insidens azalır. Yaş ilerledikçe tekrarlama riski artar.
En sık nedenleri -> kromozomal anomaliler, embriyonik anomaliler, ciddi maternal travma, gravide artışı, aşırı maternal kilo, gebelikler arası sürenin kısa olması vs.
Abortuslarda en sık görülen kromozomal anomali trizomilerdir -> sırasıyla 16, 22, 21, 18 ,13 görülür.
Abortus imminens -> düşük tehdididir, ve tüm gebeliklerin %20sinde görülür. Gebeliğin 20. haftasından önce kanamanın olması ancak serviksin kapalı olmasıdır. Fetal kardiyak aktivite vardır.
Abortus insipiens -> kaçınılmaz düşüktür, kasıklarda kramp tarzında ağrı, bol vajinal kanama, servikste açıklık vardır. Küretaj yapılır.
Missed abortus -> İntrauterin kardiyak aktivitesi olmayan gebeliğin olduğu, haftalar hatta aylar geçtiği halde ölü dokunun atılamadığı durumlardır. DIC yapabilir o yüzden hemen küretaj olmalıdır.
İnkomplet abortus -> Emriyonun bir kısmının içeride olduğu, bır kısmının dışarıya atıldığı durumdur. Küretaj yapılır.
Komplet abortus -> Embriyo tamamen dışarıdadır, müdahaleye gerek yoktur.
Anembriyonik gebelik -> Gebeliğin 8. haftasında olunmasına rağmen embriyonun gelişmemesdiir. Küretaj yapılır.
Septik abortus -> Endomyometrit en sık karşılaşılan olgudur. Ateş, kötü kokulu akıntı, karında ve servikal muayenede şiddetli hassasiyet vardır ve ihmal edilirse DIC olabilir. Küretaj y apılır ve geniş spektrumlu antibiyotikler kullanılır.
Bunlar genel olarak çok çıkan konular, birkaç konu daha var ama onlara henüz çok hakim değilim. Eğer vakit bulursam yazarım ama çok da vakit bulamıyorum genelde.
Mikrobiyoloji
Pelvik enfeksiyonlar ve CYBH
Bartolinit -> N. Gonorrhoeae ve C. Trachomatis en sık etkenler.
Vajinitler -> Vajina normalde steril değildir ve fizyolojik olarak en fazla bulunan bakteri gram – hidrojen peroksit üreten döderlein basilleridir. PH'ı asisik düzeyde tutarlar.
Bakteriyel vajinozis -> Gardnerella vaginalis en sık etken. Kadınlarda en sık görülen vajinal enfeksiyondur. PMNL azlığı vardır. Gerçekte bir inflamasyon süreci yoktur. Laktobasil kaybı vardır.
Eş tedavisine gerek yoktur.
Trichomonas vaginalis -> Bulaş riski yükske bir CYBH'dir. Asemptomatik olabilir, vajinal akıntı, pruritus vs. Olabilir. Ph genelde 5ten yüksektir. Vajinada eritem ve çilek görüntüsü vardır.
Servisitler -> En sık etkenler N. Gonorrhoeae ve C. Trachomatis. Sarı-yeşil mukopüürlan akıntı vardır. Gram boyamada nmtrofil hakimiyeti vardır. Klamidya ektopik gebelik ve infertiliteye en sık yol açan enfeksiyon etkenidir.
Pelvik inflamatuar hastalık -> yine neisseria ile clamidya en sık etken. H. Influenza, steptokoklar da etkili olabilir. 3 yolla gelişebilir. Assendan yolla yayılım, enfekte komşu dokulardan yayılım, hematojen yayılım. Pelvik ağrı, servikal hareketlerde uterin ve adneksiyal hareket ve ateş görülür.
Toksik şok sendromu -> Etken s. Aureus
Genital ülser -> Etken genelde herpes veya silifiz. Daha nadir etkenler ise şakroid, lenfogranuluma venorum ve granuloma inguinaledir. Tüm genital ülseri olan hastalarda sifiliz serolojik testi yapılmalıdır.
Genital herpes -> İntanükleer eozinofilik inklüzyon cisimciklerinin olduğu multinükleuslu dev hücreler tanıda yardımcıdır. Batma, yanma, ağrı yaparlar.
Sifiliz-> Kesin tanı western blotting testi ile konabilir.
Şankroid (yumuşak şankr) -> Haemophlus ducreyi etkendir.
Lenfogranuloma venereum -> C. Trachomatis etkendir.
Granuloma inguinale -> Klebsialla granulomatis
Biyokimya
Semen İncelemesi
Bulboüretral bezlerin salgısı alkalen olup üretranın nötrolizasyonunu sağlar. Semen hacminin %5'idir.
Prostat salgısı asidiktir. Sitrik asit, çinko, asid fosfataz, likefaksiyon enzimlerini içerir. Semen hacminin %20-30'unu oluşturur.
Seminal veziküllerin sıvısı flavin içerdiği için sarıdır. Nötral veya hafif alkalen olduğu için vajina pH'ını nötralize ederler ve sperm için uygun hareket ortamı sağlarlar. Semen hacminin %60'ıdır.
Örnek toplanması -> 3-4 günlük ejekülasyonsuz dönemden sonra alınır.
Normal semen
hacim 1,5-6 mL
Oda sıcaklığında 20-60 dk'da, 37 derecede 15-30 dk'da likefaksiyona uğrar.
PH 7.2 ile 8 arası, hafif alkali.
Normoozospermi 15-50 milyon/mL
Gebelik İzleminde Laboratuvar
Tiroid -> Fetüsün tiroid gereksinimi 10. haftaya kadar plasental geçiş ile sağlanır. HCG t4 ve t3 üretimini arttırır. 2-3. trimestrda azalır ve TSH artar.
Gebelikte hPL başta olmak üzere kortizol, progesteron, östrojen, gibi insülin antagonisti hormonların artışı insülin gereksinimini arttırır ve böylece insülün de artar. Ancak bu artış yeterli olmazsa gestasyonel diyabet olur.
Gestasyonel diyabet 1. basamakta 24-28. haftalar arasında glukoz challenge testi ile taranır.
Kesin tanı ise 2. basamakta OGTT ile konur. Eşik değerler açlık 95, tokluk 1. saat 180, 2. saat 155, 3. saat 140 mg/dL. En az iki değerin eşik değeri geçmesi diyabet tanısı koydurur. Yalnız bir değer yüksekse 32. haftada test tekrarlanır.
Hematolojik olarak plazma hacmi artar, fibrinojen, faktör 7,8,9,10 artar ve antitrombin iii azalır. Böylece tromboz riski artar.
Fetal akciğer olgunluğu lesitin/sfingomyelin oranı, dipalmiotilfosfatidilkolin ve fosfatidilgliserol ölçümleriyle konur. Bunların da referans değerleri çıkabilir kitaptan bakarsınız.

BAS2

Nihayet "son" bas paylaşımını yapıyorum. Aslında ne yazacağımı bilmeyerek yazıyorum; konuların çok azına çalıştım, ama gelecek sene bunca kişiye aynı anda yardım etme imkanını yakalayamayacağım için elimden geldiğince bir şeyler yazmaya çalışacağım. Bugüne kadar gönderilerime olan ilginiz için teşekkür ederim, umarım faydalı olmuştur; bir kişiye bile azıcık faydası olduysa ne mutlu bana.
Bu arada ben bunları yazarken şampiyonlar ligi finali oynanıyor; bence maçı "Madrid" ekibi kazanacak. Maçın sonucu nolursa olsun bu yazdığımı değiştirmeyeceğim, ne kadar kuvvetli öngörüm olduğunu görün ve ona göre okuyun bu yazacaklarımı  
Ha bi de, son bas öncesi birbirimize söylemekten bıkmadığımız klişelerden birkaç tanesini yazayım; azıcık hüzünlenelim...
"Bu bas kalıpmış panpa"
"Offf halk sağlığı da oku oku bitmiyo yeaa"
"30 puan çıkmış olsa 20 puan kolay sorsalar 10 puan da eşleştirme doğru yanlışlardan falan yapsam oh yine rahatız ya"
"Ya bu bas zormuş ama, boşver bys'si kalıpmış"
Bu da favorim -> "Ya bu Onur'un yazdıkları da hiç çıkmıyo yaaa" 
Neyse, hadi başlayalım... 
Meme patolojisinden soru gelecek mi bilmiyorum, geçmiş yıllarda pek gelmemiş ama patolojiden sorulmasa bile genel cerrahiden sorulma ihtimali olabilir; o yüzden meme patolojisi ile başlıyorum.
İnflamasyonlar
Nadir olup kanser riskini arttırmazlar.
Akut mastit-> Kanallardan birine bakteri girdiğinde olur. Staf'lar multpl abse yaparlar. Streptokoklar memeye yayılıp ağrı, şişme ve hassasiyet yaparlar.
Periduktal mastit -> Sigara içenlerde ve A vitamini eksikliğinde görülür. Duktus epiteli skuamoz metaplaziye uğrar. Duktuslar keratin incileriyle tıkanır, patlar ve kızarıklığa neden olur. Cerrahi rezeksiyon gerekir.
Meme dukt ektazisi -> Ana duktusta sekresyonun birikmesi, duktusu rüptüre etmesi sonucu çevresinde lenfosit, plazmosit ve granülomlar içeren iltihabi reaksiyonlar gelişmesi ile karakterizedir. Karsinoma ile karışabilir.
Travmatik yağ nekrozu -> Kitle yapan nadir bir lezyondur. Ortasında debrisle dolu bir kist kalabilir.
Lenfositik mastopati -> Tip 1 DM ve otoimmün tiroid hastalığı olanlarda sık. Stromada fibrozis ve duktus atrofisi görülür.
Benign Epiteliyal Lezyonlar
Non proliferatif değişiklikler (fibrokistik değişiklikler) -> Memenin en sık görülen nodüler lezyonudur. Fibrozis, kist, apokrin metaplazi değişiklikleri bulunur. Meme kanseri riskini arttırmaz.
Atipisiz proliferatif değişiklikler
Epitelial hiperplazi
Sklerozan adenozis
Kompleks sklerozan lezyon
Papillomlar
Atipili proliferatif değişiklikler
Atipik duktal hiperplazi
Atipik lobüler hiperplazi
Meme Tümörleri
Stromal tümörler
Fibroadenom-> En sık görülen benign meme tümörüdür. 20-30'lu yaşlarda görülür ve sıklıkla bilateral ve multipldır. Kapsüllü, iyi sınırlı ve hareketlidir. Östrojen ile ilişkilidir. Kolaylıkla çıkarılırlar.
Filloides tümör -> Fibroadenomdan daha seyrektir. Fibroadenoma benzer ama ondan gelişmez. Daha ileri yaşlarda görülen daha büyük ve hücresellik ile mitozun daha fazla görüldüğü bir tümördür. Bu yazdıklarım dışında anaplazi, abartılı mitoz ve malign infiltrasyon varsa bu tümörler malign kabul edilir.
Benign stromal lezyonlar -> Fibroz tümör, fibromatozis bu gruptadır.
Malign stromal tümörler -> İnterlobüller stromadan kaynaklanırlar. Anjiyosarkom, liposarkom vs.
Meme kanserleri epidemiyoloji ve risk faktörleri
En önemli risk faktörü cinsiyetttir. 30 yaşından sonra görülme riski menopoza kadar artar. Atipik hiperplazi, radyasyon, obezitte, östrojen maruzatı gibi faktörler meme kanseri riskini arttırır.
Tümörlerin %50'si üst dış kadran yerleşimlidir, %20 santral bölgede izlenir.
İsitu kanserler -> Tüm kanserlerin %30'u
Duktal karsinom instu (DCIS)
Lobüler karsinom instu (LCIS)
İnvaziv karsinomlar -> %70
İnvaziv duktal karsinom -> En sık görülen meme kanseri
İnvaziv nodüler karsinom
Medullar karsinoma
Kolloid karsinom
Papiller karsinom
Açıklamalarına çok detaylı değinmeyip devam edeyim.
Makadi prezentasyon çok sorulmuş. 3 tipi vardır -> saf, tam, tam olmayan. Komplikasyon oranı saf olanda en az.
Doğum eyleminin 2 fazı olup bunlar latent ve aktif fazlardır. Ayrıca doğum ile ilgili Leopold manevreları çok önemli. 4 tane var.
1. Manevra:- Bebeğin baş mı yoksa makat gelişimi olduğunun anlaşılmasında kullanılır.
2. Manevra: Bebeğin sırtının anne adayının hangi tarafında (sağ ya da sol) olduğunun belirlenmesinde kullanılır.
3. Manevra: - Bebeğin önde gelen kısmının pelvis girimiyle (doğum kanalı girişi) ilişkisi araştırılır. Baş-makat ayrımında yardımcı bir manevradır.
4. Manevra: Gebeliğin son dönemlerinde bebeğin önde gelen kısmının doğum kanalına girme derecesini belirlemede kullanılır. Doğumun yaklaştığını göstermesi açısından önemli bir manevradır.
En çok 4. çıkmış, kısaca başın angajmanı ile ilgilidir.
Doğum ağırlığı 2500 gr altında olan bebek düşük doğum ağırlıklı, 1500 gr altında olan bebek çok düşük doğum ağırlıklıdır. Gestasyonel yaşı 37 haftadan düşük olanlar prematüre, 36 hafta 6 gün - 34 hafta arası olanlar geç prematüredir.
Yenidoğan bir bebekte ilk olarak apgar skorlaması yapılır, burada:
Kas tonusu
Kalp atım sayısı
Uyaranlara cevap
Cilt rengi
Solunum
"Var, az, yok (2-1-0 puan)" şeklinde değerlendirilir. 7-10 arası normal değerdir. Apgar skoru 5. dakikada 5'in altındaysa o zaman perinatal asfiksi var demektir. Arteriyal kan gazı 7.15 değerinin altındadır. Asfiksinin en önemli komplikasyonun hipoksik iskemik ansefolapatidir. Bunun uzun dönem prognozu EEG ile konur ve hipotermi ile tedavi edilir.
Neonatal resüsitasyon programı yapılırken bebeğin canlandırma gereksinimi 3 soruya göre yapılır. Bunlar
"Bebek terminde mi", "bebek ağlıyor mu, solunumu var mı", "kas tonusu iyi mi" şeklindedir.
Prematürite apnesi -> 15-20 saniyeden fazla süren, çoğu kez bradikardi veya hipoksinin eşlik ettiği solunum durmasıdır. 3 tipi vardır, obstrüktif, santral ve mikst tip.
Perinatal asfiksi genelde 37. haftadan önce (prematür) bebeklerin hastalığıdır.
Prematür bir bebek için en önemli hastalıklardan birisi respiratuar distress sendromudur. Primer neden surfaktan eksikliğidir ve sürfaktan verilmesi ile solunum desteği yardımıyla bebek tedavi edilir.
Yenidoğan bebekte sarılık ilk sklera'da fark edilir ve baştan aşağı doğru ilerler. Geri dönüş sırası tersidir. Bilirubin 5 mg/dL'yi geçmeden ikter belirginleşmez. HSM, apne, letarji, moro ve emme refleksi kaybı gibi tehlike işaretleri vardır.
Doğum travmaları
Kafa travmaları
Kaput suksedenum -> Kafa derisinin prezentasyonuna uyan kısımlarında yumuşak dokuları ilgilendiren ödem durumudur. 2-3 gün içinde kaybolur.
Sefal hematom -> Subperiosteal kanamadır. %25'inde kafa kemikleriyle birlikte lineer kırıklar görülür. 2 hafta - 3 ay içinde rezorbe olur. Yol açabileceği bir hiperbilirubinemi durumu tedavisi dışında ek bir tedaviye gerek yoktur.
Omurga ve spinal kord travmaları
Makadi gelişlerde en sık 7. servikal ve 1. torakal vertebrelar, baş gelişlerinde 4. servikal vertebra etkilenir. Nadiren spinal kordda kopma, kanama, ödem olabilir.
Periferik sinir travmaları
Genelde tek taraflı olup sağ tarafta 2 kat sık olur.
Erb-Duchenne paralizisi -> %80'ini oluşturur. Servikal 5 ve 6. sinirler etkilenir. Moro ve biseps refklekleri yoktur. Yakalama refleksleri arınır. Frenik sinir paralizisinde solunum güçlüğü de olur.
Klumpke paralizisi -> C7,8 ve T1 zarar görür.Yakalama refleksi yoktur. T1 in sempatik lifleri tutulursa Horner sendromu da olur.
Doğumda en sık kırılan kemik claviculadır. En sık etkilenen kranial sinir 7. kranial sinirdir. En sık hasarlanan batın içi organ karaciğerdir.
Yenidoğanın etkili bir beslenmesi için annenin meme başının ve aerolanın tamamen kavranması gerekmektedir. Eğer bebek beslenemeyip kusuyorsa özofagus atrezisi, pilor stenozu gibi hastalıklardan şüphelenilebilir. Bebeğin kusmuğunun içeriğine göre de hastalık belirlenir, özellikle özofagus atrezisi, trakeözofageal fistül acil cerrahi yöntemlerle düzeltilmelidir.
İntrauterin gelişme kısıtlanması, bebeğin gebelik yaşına göre fetal ağırlığın %10 altında olması olup fetüsler yapısal olarak küçüktür. Karın çevresi ölçümünün %10 küçük olması da tanı koydurabilir.
Prenatal genetik testler
Amniyosentez -> 16-18. haftada yapılır
CVS -> 8-10. haftada yapılır
Kordosentez -> 21. haftadan sonra yapılır.
TORCH-S enfeksiyonları
T -> Toxoplasma gondii -> IgM, IgG ile tanı konur. İlk aylarda bulaşma riski az, komplikasyonu fazla, ilerleyen aylarda tam tersi durum vardır.
O -> HIV, parvovirüs gibi "others". HIV Anti-HIV ile taranır.
R - Rubella - IgG lere bakılır.
C - > Citomegalovirus
H - > Herpes simpleks virüs. En çok tip 2 görülür.
S - > Sifiliz. Karanlık alan mikroskobu ile görülür.
Bu enfeksiyonların en önemli komplikasyonları SSS gelişimini olumsuz etkilemeleridir, mikrosefali görülebilir.
Doğumsal metabolik hastalıklar
Kompleks molekülün sentez – katabolizmasında bozukluk ile seyredenler -> Mukopolisakkaridaz, Gaucher hastalığı, peroksizomal hastalık
Akut kronik intoksikasyon -> Fenilketonüri, Akçaağaç kokulu idrar
Enerji üretimi- tüketiminde bozukluk -> Orta zincirli yağ asidi oksidasyon bozukluğu
Bu hastalıklar için en uygun örnek alma zamanı yenidoğan için 3. gündür. Türkiye'de YD için taranan hastalıklar fenilketonüri, konenital hipotiroidi, biotinidaz eksikliği.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder